Bir şehrin portresi ile birkadının içsel yolculuğu aynı pencerenin manzarasında nasıl kesişir? Yaşadığımızyerler, yaşamlarımızın akışını nasıl belirleyebilir? Sanat eleştirmeni Kirsty Bell,Dip Akıntıları’nda penceresinden görünen manzaradan Berlin’in geçmişine, birevliliğin bitiminden bir imparatorluğun yıkımına, Rosa Luxemburg’dan ChristaWolf ve Walter Benjamin gibi şehir sakinlerine, kent hafızasından aile dizimineuzanıyor ve bir terzi hassasiyetiyle sıra dışı bir anlatı dokuyor. Birbirininpeşi sıra ve yan yana yaşanan hayatlar, bir şehrin panoramasında geçmiştenbugüne uzanıyor. Ve her şey, incecik bir su sızıntısıyla başlıyor. Berlin’de, eşi ve çocuklarıylayeni taşındıkları evde aniden bir su sızıntısıyla karşılaşan anlatıcı, busorunla birlikte sadece evde değil, kendi hayatında da bir şeylerin birikiptaştığını fark ediyor. Bu bir kırılma ânı; bir işaret, belki bir kehanet.Evliliği parçalanmaya, ailesi bölünmeye başlarken evdeki bu tekinsiz akıntıadeta bir şeyler anlatmaya çalışıyor Devamını Göster